-
1 kaynak suyu
ключевая вода, родниковая водаİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kaynak suyu
-
2 kaynak
исто́к (м) исто́чник (м)* * *1. озвонч. -ğı1) исто́чник врз. родни́кkaynak suyu — роднико́вая вода́
gelir kaynağı — исто́чник дохо́да
ısı kaynağı — исто́чник тепла́
inanılır / güvenilir kaynakdan — из достове́рных исто́чников
iyi haber alan kaynaklara göre — из хорошо́ информи́рованных исто́чников
2) тех. сва́рка, спа́йка, ме́сто сва́рки, шовkaynak çeliği — сва́рочная сталь
kaynak demiri — сва́рочное желе́зо
kaynak dikişi — сва́рочный шов
kaynak tozuı — флюс, пла́вень
kaynak yapmak — сва́ривать
kaynak yeri — ме́сто соедине́ния / сва́рки, шов
3) груб. за́дница2. озвонч. -ğı; разг.живо́й, энерги́чный, де́ятельный -
3 kaynak
(-ğı)1.1) в разн. знач. исто́чник, родни́кkaynak suyu — роднико́вая (ключева́я) вода́
besleme kaynakı — радио исто́чник пита́ния
enerji kaynakı — исто́чник эне́ргии
gelir kaynakı — исто́чник дохо́да
ısı kaynakı — исто́чник тепла́
ışık kaynakı — исто́чник све́та
iyi haber alan kaynaklara göre — из хорошо́ информи́рованных исто́чников
kuvvet kaynakı, enerji kaynakı —
sözüne inanılır kaynaklar — достове́рные исто́чники
2) тех. сва́рка, спа́йка; ме́сто сва́рки, шов- ı kaynak yapmak — сва́ривать
2.разг. живо́й, де́ятельный, энерги́чный -
4 آب معدنی
kaynak suyu -
5 su
вода, влага- su almaz- su almak
- su arıtılması
- su atma
- su bırakmak
- su geçirmez
- su geçmez
- su içeriği
- su kemeri
- su muhtevası
- su sağlaması
- su temini
- su vermek
- su verilmemiş
- su verilmiş
- absorbe edilmiş su
- acı su
- ağır su
- akar su
- alçak su
- arteziyen su
- aşındırıcı su
- atık su
- bağlı su
- basınçlı su
- berrak su
- besleme suyu
- çalkalama suyu
- çekik su
- çeliğe su verme
- damıtık su
- damıtılmış su
- deniz suyu
- dışarı akan su
- dönüş suyu
- durgun su
- durulmuş pis su
- emilen su
- emilmiş su
- endüstriyel atık su
- erimiş buz suları
- erimiş kar suları
- ev atık suyu
- feyezan su
- harç karıştırma suyu
- higroskopik su
- ırmak suyu
- içilebilir su
- içme suyu
- kapiler su
- kara suları
- kaynak suyu
- kaynar su
- kaynatılmamış su
- kaynatılmış su
- kazan suyu
- kılcal su
- kıyı suları
- kızdırılmış su
- kızgın su
- kireç suyu
- kireçli su
- kireçsiz su
- kirlenmiş su
- kirli su
- kondansör suyu
- kullanılmış su
- kullanım sıcak su
- kullanım soğuk su
- kullanma suyu
- kuyu suyu
- kül suyu
- küllü su
- lağım suları
- maden suyu
- menba suyu
- musluk suyu
- nehir suyu
- ölü su
- paslandırıcı su
- pis su
- primer dönüş sıcak su
- sahil suları
- sarfiyat suyu
- seconder ısıtma suyu
- serbest su
- sıcak su
- sızma suyu
- soğuk su
- soğutma suyu
- süzülen su
- tahrip edici su
- tatlı su
- teknik su
- temiz su
- termal sular
- toksik atık su
- tuzlu su
- yağmur suyu
- yeraltı suyu
- yerüstü suyu
- yıkama suyu
- yumuşak su
- yüzeysel su
- zararlı su
- zararlı yeraltı su
- zemin suyuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > su
См. также в других словарях:
kaynak suyu — is. Kaynağın veya gözenin başında alınan su … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynak — is., ğı 1) Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Bir şeyin çıktığı yer, menşe İnanılır kaynaklardan alınan haberlere göre... 3) Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maden suyu — is. İçinde erimiş mineraller bulunan ve bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan kaynak suyu … Çağatay Osmanlı Sözlük
su — 1. is., yu Sutaşı 2. is., yu 1) Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde... R. N. Güntekin 2) Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çokrama yul — suyu çok olan, fışkıran kaynak;fışkırma I, 492; II I, 4 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
içme — is. 1) İçmek işi Lokantaya bir iki kadeh rakı içmeye giderdi. A. Ş. Hisar 2) İçinde birtakım mineraller ve tuzlar bulunan, suyu ilaç olarak ve çoğunlukla iç sürdürmek için içilen kaynak, içmeler Birleşik Sözler içme suyu yeme içme … Çağatay Osmanlı Sözlük
maden — is., jeol., Ar. maˁden 1) Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral 2) sf. Bu mineralden yapılmış Maden kap. 3) Maden ocağı veya maden işletmesi 4) mec. Çok değerli şeyleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
memba — is., Ar. menbaˁ 1) Kaynak, pınar Siyah gözleri, siyah birer kaynar su memba gibiydi. H. E. Adıvar 2) mec. Bir şeyin çıktığı yer Böyle bir siyaset, sabit ve payidar bir membadan çıkar. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler memba suyu … Çağatay Osmanlı Sözlük